1974’te Freudenberger tarafından tanımlanarak literatüre girmiş olan tükenmişlik sendromu semptomatik olarak 3 temel boyuttan oluşur: Yorulma, depersonalizasyon ve verimsizlik. Tükenmişlik sendromunda olan kişiler iş ve sosyal hayatlarında kendilerini başarısız, yıpranmış ve isteksiz hissederler. Daha önceden tatmin ve haz alabildikleri yaşam olaylarından artık keyif alamaz hale gelirler. Yoğun ve stresli bir iş hayatı, mükemmeliyetçi kişilik özellikleri, sosyoekonomik kaygılar, kişinin içinde bulunduğu psikososyal ortamın özellikleri, tükenmişlik sendromu için birer risk faktörüdür. Sendromun erken dönemlerinde belirtiler çok şiddetli değilken, psikolojik yardım alınmadığı durumlarda semptomlar şiddetlenmekte ve önemli kayıplar yaşanabilmektedir. Tedavide, yukarıda bahsedilen üç farklı semptom boyutu ayrı ayrı değerlendirilerek bir plan oluşturulmakta ve semptomların giderilerek kişilerin psikososyal ve mesleki işlevselliklerinin eski haline getirilmesi, stresle baş etme konusunda yeni beceriler edinmesi amaçlanmaktadır.
Tükenmişlik Sendromu